DENİZLER ALTINDA 2.500 metre

"Deniz her şeydir. Yerkürenin onda yedisini kapsar. Nefes kesici ve hayat vericidir. İnsanın, asla yalnız olmadığı muazzam bir çöl yeridir; insan ellerinde yaratılışın dokusunu algılar. Doğaüstü varlığın fiziksel bir örneğidir... Deniz kendi başına sevgi ve duygudan başka birşey değildir. Şairin söylediği gibi Yaşayan Sonsuzdur. Doğa okyanus içinde üç temel krallıkla kendini gösteririr: mineraller, bitkiler ve hayvanlar. Okyanus, doğanın geniş rezervuarıdır."

Jules Verne, "Denizler Altında 20.000 Fersah"

İlk kez 1870 yılında yayınlanan romanında, Jules Verne doğanın okyanus içinde kendini minerallerin, bitkilerin ve hayvanların oluşturduğu üç temel krallıkla gösterdiğini söyler. Peki okyanusun her katmanın da bu üç krallık kendini eşit olarak mı gösterir?

 

IŞIK OKYANUSTA EN FAZLA 200-300 metre DERİNLİĞE ULAŞABİLİR...

Okyanusların ortalama derinliği 4.000 m’dir. Işık ise en fazla 200-300 metre derinliğe kadar etkin olur. "Epipelagic" bölge adı verilen bu ilk katmanda, alışageldiğimiz balık türleri ve bitkiler yaşamlarını sürdürürler. Güneş ışığının hakimiyetindeki bu katman yoğunlukla fotosentez yapabilen fitoplanktonlara ev sahipliği yapar. Fitoplanktonlar deniz besin zincirinin başlangıcını oluştururlar ve tanıdığımız bir çok deniz canlısı bu besin zincirinin bir parçasıdır. Suyun kırıcı ve yansıtıcı etkisinden dolayı güneş ışınları genelde maksimum 200-300 metre derinliğe kadar ulaşabilir, bu derinliğin altı karanlıktır. Okyanusun bu karanlık bölgelerinde zooplanktonların ışık gösterileri vardır, farklı tür zooplanktonlar avlarını kendilerine çekmek için ya da düşmanlarından korunmak için ışık üretirler, bu olaya biyoluminans adı verilir. 1.000 metre derinliğe indiğimizde deniz efsanelerinin başrollerinden olan dev mürekkepbalığı ile karşılaşabiliriz, yıllarca bir efsaneden ibaret olduğu düşünülen bu hayvanlar karanlık denizlerde yaşamaktadır. 1.500 metre civarında bir başka deniz canavarının ışığını görürüz, fener balığı ışığını yakmış avının gelmesini beklemektedir. 2.000 metreye doğru inerken Disney’in Dumbo isimli sevimli filinin kulaklarına benzeyen görüntüsüyle Dumbo Ahtapotunu hemen tanırız. 2.500 metre derinlikte yer alan hidrotermal bacaların etrafında bambaşka bir yaşam vardır. Kemosentez yapan mikroorganizmalarla iş birliği yaparak yaşamını sürdüren tüp solucanlar bu ekosistemlerin baskın türleridir.

 

FOTOSENTEZ YERİNE KEMOSENTEZ

2.500 metre gibi derin deniz katmanlarında ve özellikle volkanik aktivitenin fazla olduğu bölgelerde jeokimyasal ve ısı enerjisi ile ‘kemosentez’ yapan bakterilerin olduğu ve kimyasal enerjiye bağlı biyolojik komünitelerin oluştuğu 1980’lerden beri biliniyor. Bu kemosentetik bakterileri besleyen, ısı ve kimyasal enerjice zengin ‘hidrotermal bacaların’ okyanus biyojeokimyasal döngüleri için çok önemli olduğunu ise yeni farkediyoruz.
Okyanus tabanındaki hidrotermal bacalar’a bir örnek

 

ODTÜ PASİFİK OKYANUSU’NDA 2.500 metre’ye DALIYOR

ODTÜ Deniz Bilimleri Ensitüsü’nde öğretim üyesi Yrd. Doç.Dr. Mustafa Yücel ve lisansüstü öğrencisi Batuhan Çağrı Yapan 25 Mart-20 Nisan arası, ABD’ne ait bilimsel araştırma denizaltısı Alvin ve onun ana gemisi Atlantis ile Doğu Pasifik Sırtı adı verilen ve üzerinde hidrotermal kaynaklar barındıran bir denizaltı sıradağları bölgesine bir araştırma seferine katılıyorlar. Jeokimya ve moleküler biyoloji konularında uzman olan Mustafa Yücel ve öğrencisi hidrotermal kaynakların okyanusların kimyasal döngülerine ve iklimi belirlemede nasıl bir rol oynadığını araştırarak, entegre biyojeokimyasal-genetik metodlarda kemosenteze dayalı ekosistemlerin dinamiğini ortaya çıkarmaya çalışacaklar.

Araştırmanın yapılacağı Doğu Pasifik Sırtı

 

Pasifik okyanusundaki araştırma deniz seviyesinin 2.500 metre altında dalışları içeriyor. Mustafa Yücel, ABD ve Fransa’daki gruplarla projeleri kapsamında önceki dalışlarının ardından bu bölgelere 4. dalışını gerçekleştirmek üzere yola çıkarken, Batuhan da ilk defa bir ODTÜ öğrencisinin bu kadar derinlere dalmasına vesile olacak. Su ve organizma örneklerinin toplanacağı çalışamada, sensörlerle ölçümler yapılıp kameralarla derin denizde video çekimleri gerçekleştirilecek. Ölçüm gerçekleştirilecek problar özel olarak ODTÜ logosu şeklinde üretilmiştir. Bu problar 2.500 metre derinlikte verilerin toplanmasında kullanılacaktır. Bu çalışma ODTÜ’lü araştırmacıların en ekstrem, en uç noktalara ulaşarak evrensel bilimsel sorulara cevap aradığının da güzel bir örneğini vermektedir.

Alvin Araştırma Denizaltısı

Yrd. Doç.Dr. Mustafa Yücel - Alvin Denizaltısında gerçekleştirdiği daha önceki bir araştırmadan

 

PASİFİK GÜNLÜĞÜ

Mustafa Hocamız ve öğrencisi Batuhan’ın Alvin Araştırma Denizaltısı ile Pasifik Okyanusu’ndaki maceralarını aşağıdaki ODTÜ blog sayfasından takip edebilir, merak ettiğiniz soruları kendisine sorabilir iyi dileklerinizi iletebilirsiniz.
http://blog.metu.edu.tr/muyucel/

Kaynakça:

Mustafa Yucel et al., Nature Geoscience, DOI: 10.1038/ngeo1148

https://www.sciencedaily.com/releases/2011/05/110509151304.htm

 

ODTÜ-BIG (Bilim İletişim Grubu)

Son Güncelleme:

04/04/2017 - 09:47